Çok Gezenmi Bilir Yoksa Çok Okuyanmı Atasözünün Anlamı
Konu Başlıkları
Bu atasözü birçok yerde duyulmuş ve bilinmiş olan bir atasözüdür. Özellikle anlamı da ilgi çeken sözler arasında yer alır. Çok gezen veya çok okuyan arasında bir ayrım muhakkak ki söz konusu olmuştur. Ancak tarih ötesinden süre gelen bu ayrım için gruplaşmalar genelde ön plana çıkmıştır.
Yani kimi gruplar için okuyan kimi gruplar için gezen taraf daha baskın olmuştur. Çünkü bu atasözü net bir şekilde bir tarafı belli etmez. Sunmuş olduğu her iki taraf da aslında bilme açısından önem taşır.
Çok Gezen mi Bilir Yoksa Çok Okuyan mı Atasözünün Açıklaması Nedir?
Çok gezen birçok şeyi gezerek kendisi keşfederek öğrenir. Burada bilinçli öğrenme devreye girer ve kişi belli bir şey için kendini koşullandırır. Bu koşullanma ise gezme serüveni alanında gözlemlenerek ortaya çıkar. Yani kişi gezerek ve keşfederek birçok şeyi öğrenebilir.
Gezmek bir şeylere tanık olmak da demektir. Bunun dışında okuyan ise bir şeyleri bilgi yöntemi ile elde eder. Özellikle bilginin bir yazı aracılığı ile kişiye aktarılması süreci olarak da tanımlanabilir. Ancak bu tartışmada hem gezen hem de okuyan taraf bilgiye ve öğrenmeye açık olan taraflardır.
Çok Gezen mi Bilir Yoksa Çok Okuyan mı Atasözünü Kim Ne Zaman Söylemiştir?
Bu atasözünün kim tarafından söylendiği tam olarak bilinmiş değil. Genellikle birçok kaynaktan anonim olarak geçer. Ancak bazı kaynaklarda tarih ötesinden süre gelen alimler tarafından da söylendiği tarif edilir. Genel olarak kesin bir kişiden bahsetmek söz konusu değil. Üstelik yeni bir atasözü de değildir. Yüz yıllardır söylenen ve içinde birçok gizemi, yanıtı barındıran bir atasözüdür.
Yorumu ise herkese açıktır. Eleştiriyi kabul eden ve sorgulanmaya açık olan bir atasözü niteliği taşır. Bugün hala birçok kişi tarafından tartışmalara konu edilir. Ancak bilmenin ve öğrenmenin ne kadar önemli olduğuna da vurgu yapar. Bu açıdan oldukça önemli olan bir atasözüdür.
Çok Gezen mi Bilir Yoksa Çok Okuyan mı Atasözü Araştırma Ödevi
Atasözleri genelde orta okul ve liselerde öğretmenler tarafından ödev olarak verilirdi. Bunun en temel sebebi öğrencileri bir şeyler konusunda araştırmaya ve keşfetmeye yöneltmek içindi. Bu atasözü de araştırma ödevleri içinde yer alan bir atasözü olmuştur. Çünkü düz bir anlamı ve anlatımı yoktur. Bu açıdan araştırmaya ve incelemeye dönük olan bir yapısı vardır.
Üstelik tartışmaya açık olan bir atasözüdür. Bu kapsamda sık sık araştırmalara ve ödevlere konu olmaya devam etmiştir. Edebiyat alanında genelde araştırma ödevi içinde yer alır. Birçok atasözü içinde de hala yanıtı tam olarak verilmiş değildir. Gizemini ve sorgulanmasını sürdürmeye devam eden önemli atasözleri arasında yer alan kalıplaşmış bir atasözüdür.